HÜKÜMET AYASOFYA'YI NEDEN AÇMIYOR?
İşte Sultan FATİHİN fermanıİşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse,
Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun,azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasınKim bunları işittikten sonra ...hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır
Allah’ın azabı onlaradır
Allah işitendir, bilendir
(FATİH SULTAN MUHAMMED HAN-1 Haziran 1453)
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yaptığı araştırmada Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te İstanbul’u fethettikten sonra Ayasofya’yı kendi üzerine mal varlığı olarak geçirdiği ortaya çıktı.
Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, devletin tapu kayıtlarında Ayasofya’nın tapusunu bulduklarını açıkladı. Yusuf Beyazıt, Ayasofya’nın mal varlığının “Ebulfetih Sultan Mehmet” adına olduğunu kaydederek “Orijinal tapuya ilk kez ulaştık. Çok heyecanlandık” dedi. Ayasofya’nın asırlardır süren tartışmaların aksine, tarihte iddia edildiği gibi, hiçbir zaman Hz. İsa, Hz. Meryem ya da Kutsal Ruh gibi “Nam-ı Müstear” veya “Nam-ı Mevhum” denilen, şu anda hayatta olmayan ruhani varlıklar üzerine kayıtlı olmadığı da orijinal tapu kaydının ortaya çıkmasıyla kesinleşti.
Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt şunları söyledi: “Ayasofya’nın, Fatih Sultan Mehmet Vakfı’na ait olduğuna dair orijinal tapusunu bulduk. Bu çalışma sırasında habersiz olduğumuz 27 bin gayrimenkulümüze de bu araştırma sırasında ulaştık. Bu tapu kayıtlarından biri de Ayasofya ile ilgiliydi. Tapuda mal varlığı kaydı, ‘Ebulfetih Sultan Mehmet’ adına görülüyor.”
Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun,azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasınKim bunları işittikten sonra ...hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır
Allah’ın azabı onlaradır
Allah işitendir, bilendir
(FATİH SULTAN MUHAMMED HAN-1 Haziran 1453)
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yaptığı araştırmada Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te İstanbul’u fethettikten sonra Ayasofya’yı kendi üzerine mal varlığı olarak geçirdiği ortaya çıktı.
Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, devletin tapu kayıtlarında Ayasofya’nın tapusunu bulduklarını açıkladı. Yusuf Beyazıt, Ayasofya’nın mal varlığının “Ebulfetih Sultan Mehmet” adına olduğunu kaydederek “Orijinal tapuya ilk kez ulaştık. Çok heyecanlandık” dedi. Ayasofya’nın asırlardır süren tartışmaların aksine, tarihte iddia edildiği gibi, hiçbir zaman Hz. İsa, Hz. Meryem ya da Kutsal Ruh gibi “Nam-ı Müstear” veya “Nam-ı Mevhum” denilen, şu anda hayatta olmayan ruhani varlıklar üzerine kayıtlı olmadığı da orijinal tapu kaydının ortaya çıkmasıyla kesinleşti.
Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt şunları söyledi: “Ayasofya’nın, Fatih Sultan Mehmet Vakfı’na ait olduğuna dair orijinal tapusunu bulduk. Bu çalışma sırasında habersiz olduğumuz 27 bin gayrimenkulümüze de bu araştırma sırasında ulaştık. Bu tapu kayıtlarından biri de Ayasofya ile ilgiliydi. Tapuda mal varlığı kaydı, ‘Ebulfetih Sultan Mehmet’ adına görülüyor.”
VAKIF DA KURMUŞ
Fatih Sultan Mehmet Vakfı’nın Fatih Sultan Mehmet’in isteğiyle, Ayasofya’nın ihtiyaçlarını karşılamak için kurulduğu da belirlendi. Fatih Sultan Mehmet, vakfa akar olarak da İstanbul’un Okmeydanı semti dahil şehrin muhtelif yerlerindeki 2 bin gayrimenkulü bıraktı. Fatih’in “Ayasofya Vakfıyesi”ndeki 2 bin gayrimenkulün tespit edilmesi için de çalışma başlatıldı.
Böyle bir ecdadın torunlarıyız....Sultan Vahdettin,1. Dünya savaşı akabinde İstanbul’un işgalinde, emrinde kendi güvenliğinin korunması amacıyla bırakılmış 700 kişiden müteşekkil orduyu Ayasofya çevresine mevzilendirmiş,ve ordunun kumandanı olan binbaşı Tevfik Bey’e şu emri vermiştir:
“Benim hayatımı boş verin, eğer işgalciler İstanbul'un fetih sembulü olan Ayasofya’ ya çan takmaya gelirlerse,benden emir beklemeden ateş açın ve son nefesinize kadar Ayasofya Cami için savaşın.
Bediüzzaman Ayasofya'nın açılması için mektup yazmış.
Tarihçi Mustafa Armağan:"F.S.Mehmet'in vakfettiği şekliyle Ayasofya'nın kullanlıması için yeni bir kanun çıkarmaya gerek yok.İktidarın, bakanlar kurulunun bu(eski) kararını iptal etmesi yeterli. Daha öncede Arapça ezan konusunda kanundan "Arapça ezan okumak yasaktır" ibaresi çıkarıldı ve halk bildiği şekliyle okumaya devam etti"
Tarihçi Mustafa Armağan'ın dediği gibi "yeni bir kanun çıkarmaya gerek yok.İktidarın, bakanlar kurulunun bu(eski)kararını iptal etmesi yeterli"
Yani Bakanlar kurulunda yeni bir kararname çıkaracak. İstese hükümet bu karanameyi rahatlıkla çıkarabilir.Hiç bir muhalefet partisinin buna karşı çıkacağını sanmıyorum.
Acaba hükümet Yunanistan ve A.B'den mi çekiniyor? A.B'ye almazlarmı diye çekiniyor? A.B.D'den mi çekiniyor? Yoksa başka sebeplermi var?
YAZAN: YUSUF AĞATÜRK (01-06-2012)
Fatih Sultan Mehmet Vakfı’nın Fatih Sultan Mehmet’in isteğiyle, Ayasofya’nın ihtiyaçlarını karşılamak için kurulduğu da belirlendi. Fatih Sultan Mehmet, vakfa akar olarak da İstanbul’un Okmeydanı semti dahil şehrin muhtelif yerlerindeki 2 bin gayrimenkulü bıraktı. Fatih’in “Ayasofya Vakfıyesi”ndeki 2 bin gayrimenkulün tespit edilmesi için de çalışma başlatıldı.
Böyle bir ecdadın torunlarıyız....Sultan Vahdettin,1. Dünya savaşı akabinde İstanbul’un işgalinde, emrinde kendi güvenliğinin korunması amacıyla bırakılmış 700 kişiden müteşekkil orduyu Ayasofya çevresine mevzilendirmiş,ve ordunun kumandanı olan binbaşı Tevfik Bey’e şu emri vermiştir:
“Benim hayatımı boş verin, eğer işgalciler İstanbul'un fetih sembulü olan Ayasofya’ ya çan takmaya gelirlerse,benden emir beklemeden ateş açın ve son nefesinize kadar Ayasofya Cami için savaşın.
Bediüzzaman Ayasofya'nın açılması için mektup yazmış.
Tarihçi Mustafa Armağan:"F.S.Mehmet'in vakfettiği şekliyle Ayasofya'nın kullanlıması için yeni bir kanun çıkarmaya gerek yok.İktidarın, bakanlar kurulunun bu(eski) kararını iptal etmesi yeterli. Daha öncede Arapça ezan konusunda kanundan "Arapça ezan okumak yasaktır" ibaresi çıkarıldı ve halk bildiği şekliyle okumaya devam etti"
Tarihçi Mustafa Armağan'ın dediği gibi "yeni bir kanun çıkarmaya gerek yok.İktidarın, bakanlar kurulunun bu(eski)kararını iptal etmesi yeterli"
Yani Bakanlar kurulunda yeni bir kararname çıkaracak. İstese hükümet bu karanameyi rahatlıkla çıkarabilir.Hiç bir muhalefet partisinin buna karşı çıkacağını sanmıyorum.
Acaba hükümet Yunanistan ve A.B'den mi çekiniyor? A.B'ye almazlarmı diye çekiniyor? A.B.D'den mi çekiniyor? Yoksa başka sebeplermi var?
YAZAN: YUSUF AĞATÜRK (01-06-2012)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder