2 Haziran 2012 Cumartesi

HÜKÜMET AYASOFYA YI NEDEN AÇMIYOR?




HÜKÜMET AYASOFYA'YI NEDEN AÇMIYOR?


İşte Sultan FATİHİN fermanıİşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse,

Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun,azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasınKim bunları işittikten sonra ...
hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır

Allah’ın azabı onlaradır

Allah işitendir, bilendir

(FATİH SULTAN MUHAMMED HAN-1 Haziran 1453)
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yaptığı araştırmada Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te İstanbul’u fethettikten sonra Ayasofya’yı kendi üzerine mal varlığı olarak geçirdiği ortaya çıktı.


Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, devletin tapu kayıtlarında Ayasofya’nın tapusunu bulduklarını açıkladı. Yusuf Beyazıt, Ayasofya’nın mal varlığının “Ebulfetih Sultan Mehmet” adına olduğunu kaydederek “Orijinal tapuya ilk kez ulaştık. Çok heyecanlandık” dedi. Ayasofya’nın asırlardır süren tartışmaların aksine, tarihte iddia edildiği gibi, hiçbir zaman Hz. İsa, Hz. Meryem ya da Kutsal Ruh gibi “Nam-ı Müstear” veya “Nam-ı Mevhum” denilen, şu anda hayatta olmayan ruhani varlıklar üzerine kayıtlı olmadığı da orijinal tapu kaydının ortaya çıkmasıyla kesinleşti.


Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt şunları söyledi: “Ayasofya’nın, Fatih Sultan Mehmet Vakfı’na ait olduğuna dair orijinal tapusunu bulduk. Bu çalışma sırasında habersiz olduğumuz 27 bin gayrimenkulümüze de bu araştırma sırasında ulaştık. Bu tapu kayıtlarından biri de Ayasofya ile ilgiliydi. Tapuda mal varlığı kaydı, ‘Ebulfetih Sultan Mehmet’ adına görülüyor.”








VAKIF DA KURMUŞ
Fatih Sultan Mehmet Vakfı’nın Fatih Sultan Mehmet’in isteğiyle, Ayasofya’nın ihtiyaçlarını karşılamak için kurulduğu da belirlendi. Fatih Sultan Mehmet, vakfa akar olarak da İstanbul’un Okmeydanı semti dahil şehrin muhtelif yerlerindeki 2 bin gayrimenkulü bıraktı. Fatih’in “Ayasofya Vakfıyesi”ndeki 2 bin gayrimenkulün tespit edilmesi için de çalışma başlatıldı.

Böyle bir ecdadın torunlarıyız....Sultan Vahdettin,1. Dünya savaşı akabinde İstanbul’un işgalinde, emrinde kendi güvenliğinin korunması amacıyla bırakılmış 700 kişiden müteşekkil orduyu Ayasofya çevresine mevzilendirmiş,ve ordunun kumandanı olan binbaşı Tevfik Bey’e şu emri vermiştir:

“Benim hayatımı boş verin, eğer işgalciler İstanbul'un fetih sembulü olan Ayasofya’ ya çan takmaya gelirlerse,benden emir beklemeden ateş açın ve son nefesinize kadar Ayasofya Cami için savaşın.

Bediüzzaman Ayasofya'nın açılması için mektup yazmış.


Tarihçi Mustafa Armağan:"F.S.Mehmet'in vakfettiği şekliyle Ayasofya'nın kullanlıması için yeni bir kanun çıkarmaya gerek yok.İktidarın, bakanlar kurulunun bu(eski) kararını iptal etmesi yeterli. Daha öncede Arapça ezan konusunda kanundan "Arapça ezan okumak yasaktır" ibaresi çıkarıldı ve halk bildiği şekliyle okumaya devam etti"


Tarihçi Mustafa Armağan'ın dediği gibi "yeni bir kanun çıkarmaya gerek yok.İktidarın, bakanlar kurulunun bu(eski)kararını iptal etmesi yeterli"


Yani Bakanlar kurulunda yeni bir kararname çıkaracak. İstese hükümet bu karanameyi rahatlıkla çıkarabilir.Hiç bir muhalefet partisinin buna karşı çıkacağını sanmıyorum.

Acaba hükümet Yunanistan ve A.B'den mi çekiniyor? A.B'ye almazlarmı diye çekiniyor? A.B.D'den mi çekiniyor? Yoksa başka sebeplermi var?

YAZAN: YUSUF AĞATÜRK (01-06-2012)


TÜRKİYE "ERMENİ SOYKIRIMI" İDDİASINDA PASİFMİ?







TÜRKİYE "ERMENİ SOYKIRIMI" İDDİASINDA PASİFMİ?




Meksika Kongresi, silahlı Ermeni güçlerinin Azerbaycan'ın Hocalı kentinde yaptığı katliamı kınayan kararı kabul etti. Meksika,'Hocalı katliamını', 'soykırım' olarak niteledi.


Azeri Apa Ajansı tarafından Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'na dayandırılarak verilen haberde, Meksika Kongresi'nin, 'Ermenilerin Azerbaycan'ın topraklarının yüzde 20'sini hala ...
...işgal altında tuttuğu, bir milyona yakın insanın mülteci durumunda olduğu, taraflar arasında ateşkes olmasına rağmen Ermenistan'ın bunun ihlal ettiği ve Azeri halkına hala zarar verdiği' şeklinde bir kınama metnini kabul ettiği belirtildi.



26 Şubat 1992 yılında Ermeniler tarafından 83'ü çocuk ve 106'si kadın olmak üzere toplam 613 kişi Hocalı'da öldürülmüştü. Bölgede bin 275 Azeri vatandaşı kişi esir düşmüş ve 150 kişi ise hala kayıp.


Meksika'dan sonra Kolombiya da Hocalı'da yaşananlar için 'soykırım' dedi.


"Alınan kararda Yukarı Karabağ ve etrafındaki yedi bölgenin, Ermenistan güçleri tarafından işgal edildiği ve bu işgalin halen sürdüğü belirtilmektedir. Bir milyondan fazla insanın mülteci konumuna düştüğü vurgulanmıştır.


"Bu kararla Kolombiya, Meksika'nın ardından Hocalı'da yaşananları soykırım olarak tanıyan ikinci ülke olmuştur. Bu karar, Azerbaycan diplomasisinin başarısıdır."



Peki neden Türkiye bu konuda çok pasif? Neden daha aktif olmuyoruz? Futbolda ve Savaşta bir kural vardır. "En iyi savunma hücumdur"


Yıllardır hep savunmada kaldık.Bu tasarıyı kabul edecek olan ülkelere yalvarıp durduk.Artık hücuma geçmeliyiz.Bu konuda neler yapabiliriz?


Ermeniler hemen hemen bir çok ülkede aktifler.Özellikle ABD'de ve Avrupa ülkelerinde sık sık "Ermeni soykırım yasa tasarısını" gündeme getirmektedirler.Avrupa'da bir çok ülkede meclislerinde kabul ettirdiler.Arkasındanda ceza yasasını İsviçre'de kabul ettirdiler.Yalnız Fransa'da ceza yasası kabul edilmedi.Fakat "Ermeni soykırım yasa tasarısı"daha önce kabul edilmişti.Almanya'da da kabul edilmişti.


Ermeniler bir çok ülkede "Ermeni soykırım anıtı" açtılar.Yıllardır bu anıtlara çelenk konularak "Ermeni soykırımı" protesto ediliyor.


Peki biz ne yapabiliriz? Öncelikle büyük şehirlerde "Türk soykırım anıtları" açmalıyız.Bize yakın dost ülkelerdede bu anıtları açabiliriz.Ermeniler gibi bir tarih belirlemeliyiz.(Bilindiği üzere Ermeniler her sene 24 Nisan'da dünyanın her yerinde anıyorlar)Her sene o tarihte anıtların önünde bu soykırımı anmalıyız.


Dünyanın hemen hemen her yerinde Türkler yaşamaktadır.Hatta bir çok Avrupa ülkelerinde Türk milletvekilleri var.Bunlarla temasa geçip,bu ülkelerdeki meclislere "Türk soykırım yasasını" sunmalı. İlk başlarda Ermenilerin yasaları gibi ret edilecektir.Tabi bu uzun bir süreçtir.Yıllar içersinde Türk milletvekilerinin sayılarıda arttıkça bu tasarı kabul görecektir.


Ermeniler yaklaşık 30 yıldır bu tasarıları ısrarla her sene değişik ülkelerde meclislere getirmektedir.Bizlerde aynen onlar gibi ısrarla her sene değişik ülkelerde bunu tatbik etmeliyiz.


Osmanlı arşivlerindeki delillerin yanında ,Rus,İngiliz,Fransız arşivlerindende faydalanılacak. Bu deliller kitap ve CD'ye aktarılmalı.Bir çok ülkede değişik dillerde bedava olarak kitapçılar vasıtasıyla dağıtılmalı. Ayrıca değişik dillerde internet siteleri kurulmalı.Bu bilgiler sitelerede aktarılmalı.


YAZAN:YUSUF AĞATÜRK (29-4-2012)